Omurga Kırıkları

Omurga ve omurilik anatomisi

Omurga kırığı konusunu biraz daha iyi anlamak için omurga anatomisini kısaca gözden geçirelim. Omurga, birbirleriyle yumuşak doku, eklemler ve omurlar arası yastıkçıklar (disk) ile bağlanan 33 adet omur denen kemikten oluşur. Bu omurlar zinciri gövdemizin dik durmasını, her yöne olan hareketini (öne, arkaya eğilme, yanlara dönme) sağlayan bir destek yapı oluşturur. Ayrıca her omurun arka kısmında omuriliğin içinden geçtiği bir halka kemik yapı vardır ve bunlar omuriliği korurlar.

Omurilik beyin ile kol, gövde ve bacaklar arasında irtibatı sağlayan ve beyinden bu bölgelere emir getiren ve götüren sinir dokusundan oluşur. Tıpkı bir elektrik kablosu gibi görev yaparak; el ve kollarımızın, ayak ve bacaklarımızın, duyu fonksiyonumuzun çalışmasını sağlar. Ayrıca nefes almamıza yardımcı olur, idrar ve dışkı fonksiyonlarını kontrol eder.

Omurga yaralanmaları nelerdir?

Omurga yaralanmaları hafif bir yumuşak doku travmasından omurga kırığı ve omurilik yaralanmasına kadar çeşitli şiddette gerçekleşebilir. Omurga kırık ve çıkıkları omurilik yaralanmasına ve dolayısıyla felce neden olabilir. Omurga yaralanmalarının tedavi şekli de vakanın şiddetine göre değişir.

Omurga kırıkları nerelerde olur?

Kırıkların %5 veya 10’u boyun omurlarında, %70’i sırt ve bel omurlarında ve geri kalanı da daha aşağı bölgelerde görülür. En sık yaralanan bölge sırt ve bel omurlarının birleştiği 12. sırt omuru ve 1. bel omuru, omurganın en hareketli bölgesindedir.

Omurilik yaralanması nasıl oluşur?

Omurilik yaralanmaları genellikle omurga kırıkları sonrası kırılan kemiğin omuriliğin geçtiği kanalı daraltmasıyla meydana gelir. Ancak özellikle çocuklarda nadir olarak herhangi bir kemik kırığı olmadan omuriliğin aşırı gerilmesi ile de oluşabilir. Omurga kırıkları ve yaralanmaları omurganın boyun kısmından kuyruk sokumuna kadar herhangi bir bölgesinde olabilir.

Omurga kırıkları kaç şekilde oluşabilir?

Kırıklar:

Bir kemiğin üzerine, dayanabileceğinden fazla yük binerse kemik kırılır. En sık görülen kırık tipi omurun ön kısmının çöktüğü “çökme kırıklarıdır”. Eğer omurga üzerine binen yük daha da şiddetli ise o zaman omurun orta ve arka kısmı da kırılabilir ve kırık parçaları omurilik kanalına doğru yer değiştirip omuriliği zedeleyebilir. Bu tip kırıklara “patlama kırığı” denir. Patlama kırıklarında omurilik yaralanması ve felç sık görülmekle birlikte her patlama kırığı felce ya da omurilik yaralanmasına neden olmaz. Kırıklar genellikle tek bir omurda olmakla beraber %20 veya %30 oranında ardışık veya ardışık olmayan birden fazla omuru da içerebilir.

Çıkıklar ve kırıklı-çıkıklar:

Omurga üzerine binen yükler daha da artarsa o zaman kemikte kırıkla birlikte omurları birbirine bağlayan ve bir arada tutan yumuşak dokularda; disklerde, bağlarda ve eklemlerde yaralanma olabilir. Bu durumda iki omurun birbiri ile bağlantısı kopar ve omurga çıkığı meydana gelebilir. Omurga çıkığı nadiren sadece yumuşak dokuların yaralanması ile oluşan çıkık olarak görülürken, sıklıkla omur kırığı ile birlikte “kırıklı çıkık” olarak da görülmektedir. Bu iki tip yaralanma ile birlikte omurilik yaralanması çoğu zaman gelişir ve en tehlikeli yaralanma şeklilerinden birisi haline gelir. Aynı zamanda çıkık ve kırıklı çıkıkların iyileşmesi sadece kırık olan yaralanmalara göre çok daha zordur. Bu nedenlerden dolayı çıkık veya kırıklı çıkıklar çoğunlukla cerrahi tedavi gerektirir.

Omurga kırıklarının belirtileri nelerdir?

Omurga kırıklarının erken dönemdeki belirtileri yaralanmanın şiddetine ve yerine göre değişir. Boyun, sırt ve bel ağrısı ile kas spazmı başlıca bulgulardır. Omurilik yaralanması da varsa uyuşukluk, kol ve bacaklarda hissizlik, kuvvet kaybı, idrar, dışkı kaçırma veya yapamama gibi çeşitli şikayetler olabilir.

Geç dönemde ise sinir yaralanması olmayan hastalarda yeterli tedavi uygulanmaz ise omurgada kamburluk (kifoz) oluşması ve bunun yaratabileceği şiddetli ağrı en sık görülen şikayettir. Sinir yaralanması olan hastalar ise felç ve onun getirdiği problemlerle karşılaşırlar.

Omurga kırıklarının sebepleri nelerdir?

Omurga kırıkları genellikle yüksek enerjili travmalara bağlı gelişir. Trafik kazaları en sık nedenlerden biri olarak gösterilmektedir. Bunun dışında düşmeler (özellikle yüksekten düşmeler), ateşli silah yaralanmaları ve spor kazaları omurga kırıklarının başlıca nedenleri arasındadır. Osteoporozu olan yaşlılarda ve omurga tümörü olan hastalarda ise bu hastalıkların etkilediği omurga kemikleri zayıfladığı için hafif düşmeler gibi düşük enerjili travmalar sonrası bile ciddi kırıklar oluşabilir.

Omurga kırıklarından en çok kimler etkilenir?

Omurga kırıklı hastaların %80’i 18-50 yaş arası kişilerdir. Erkekler kadınlara göre 4 kat daha fazla omurga kırığı geçirme riskine sahiptirler.

Omurga kırıklarında tanı nasıl konur?

Omurga yaralanması vakalarında kişinin en yakın hastaneye ulaştırılması ve işlemin yapılma şekli çok önemlidir. Taşıma için ambulans ve işin uzmanı paramediklerin gelmesi beklenmelidir. Hastanın uygun pozisyonda taşınmaması yaralanmanın kaderini etkileyen en önemli unsurlardan birisidir. Acil servise getirildikten sonra doktorlar ilk müdahaleyi ve muayeneyi yaparak, tanı konulması için aşağıdaki tetkikleri isteyebilir.

Direkt radyografi

Yaralanma şüphesi olan hastalara ilk yapılacak tetkiktir, çoğu zaman yaralanmanın olup olmadığını başarılı şekilde ortaya çıkarabilir.

Bilgisayarlı tomografi:

Kırıkları direkt radyografiden daha iyi gösterir. Bazı hastanelerde rutin olarak uygulanmaktadır. Diğer durumlarda ise direkt grafide görülen kırıkların şiddetini ve tipini değerlendirmek için istenebilir.

Manyetik rezonans görüntüleme (MR):

Omuriliğin ve yumuşak dokuların değerlendirilmesinde en iyi yöntemlerden biridir. Her hasta için gerekli değildir, ancak kırık tespit edilen hastalarda kırığın şiddeti ve yumuşak dokuların durumunu değerlendirmek için istenebilir. Ayrıca sebebi açıklanamayan omurilik yaralanmalarında ya da omurilik yaralanması ile omurga kırığının seviyelerinin uyum göstermediği durumlarda istenebilir.

Omurga kırıklarının tedavi prensipleri nelerdir?

Omurilik yaralanması olmayan hastada ağrının kontrolü ve omurganın bütünlüğünün sağlanması, tamir edilmesini amaçlar. Yaralanmış omurgada tahribatın zaman içinde ilerleyerek kamburluğa yol açmasını ya da artan kamburlukla omurilikte başta olmayan bir yaralanma olmasını engellemek başlıca amaçlardır.

Omurilik yaralanması olan hastada ise yaralanmaya neden olan kemik baskısı, omurilik sıkışması gibi durumlar düzeltilmeye çalışılır. Bu tedavinin erken dönemde uygulanması özellikle kısmi felci olan hastalarda önemlidir. Çünkü kısmi felç olan hastaların iyileşme şansı daha yüksektir. Tam felç gelişmiş hastalarda ise iyileşme şansı daha az olabilir. Ancak bu hastaların da erken rehabilitasyonu için kırık omurganın süratle tamir edilmesi ve bütünlüğünün kazanılması gerekir.

Omurga kırıklarında hangi tedaviler uygulanabilir?

Korse veya alçı tedavisi:

Kırıkların iyileşmesi için bir tespit gereklidir. Özellikle çökme kırıklarında, omurilik yaralanması ve yumuşak bağ doku yaralanması olmayan hastalarda korse veya alçı tedavisi tercih edilir. Amaç dışarıdan tespit ile kırığın iyileşmesini sağlamak, omurganın daha fazla çöküp omuriliğe baskı yapmasını ve kamburluk gelişmesini önlemektir. Alçı veya korse süresi genellikle 3 aylık bir süreyi kapsamaktadır.

Enstrümentasyon ve füzyon:

Kırık omurganın metal araçlar kullanarak tespit edilmesi ve aynı zamanda dondurulmasıdır. Bu işlem omurganın ön veya arka tarafından yapılabildiği gibi bazen her iki tarafında dondurulması gerekirken, füzyonun sağlanması aylar sürebilir. Aynı zamanda omurilik yaralanması olan hastalarda omuriliği sıkıştıran kemik parçaları da cerrahi girişim sırasında temizlenebilir. Nörolojik yaralanma olmayıp da arka bağ dokuların yaralandığı patlama kırıklarında ve nörolojik yaralanma olan tüm diğer patlama kırığı, kırık veya kırıklı çıkıklarda tercih edilecek tedavi yöntemidir.

Vertebroplasti & Kifoplasti:

Bazı seçilmiş çökme kırıklarında, osteoporoz veya tümöre bağlı kırıklarda ve bazı patlama kırıklarında uygulanabilen minimal invazif tedavi yöntemidir. Lokal anestezi altında uygulanabilir. Ciltde yapılacak küçük kesilerden omurgaya geniş iğneler ile girip kırığın düzeltilmesi ve için sağlamlaştırmak için titanyum kafes-çimento konması esasına dayanır.