Beyin Anevrizması

Anevrizmanın lokalizasyonu kanamada önemli bir faktördür. International Study of Unruptured Intracranial Aneurysms (ISUIA) çalışmasında baziller tepe, anterior ve posterior komunikan arter lokalizisayonları kanama için artmış risk içerir. Kavernöz sinüs anevrizmalarında kanama riski diğer anevrizmalara göre daha düşüktür. Multipl anevrizmalarda kanama riski soliter anevrizmalara göre biraz daha yüksektir. Anevrizma büyümesi ile rüptür riski arasında yeterli bilgi yoktur. Semptomatik anevrizmaların kanama riski daha yüksektir. Yaş arttıkça kanama riski artar. HT’nun ve sigara içiminin kanama riskini arttırdığına dair görüşler daha yoğundur. Kadınlarda kanama riskinin biraz daha fazla olduğu düşünülmektedir. Özetle yıllık kanama riski %0.066 ile %2 arasındadır.
Kanamamış bir anevrizmada şu özellikler varsa ameliyat önerilir: Başka bir anevrizmadan kanama öyküsü, semptomatik anevrizma, >10 mm anevrizma olması veya 6-9 mm ve genç-orta yaş olması. 6 mm küçük anevrizmalar büyüme ihtimali nedeni ile kontrol edilmelidir. Anevrizma kanamalarının yaklaşık %60’ı ölür. Kalanın yarısı işine dönemeyecek düzeyde morbit kalır. Bu morbiditenin sebebi ilk kanama, tekrarlayan kanama veya vazospazm olabilir. Bu yüzden kanayan anevrizmalarda cerrahi tedavi önerilir. SAK’dan sonra anevrizmaların %20-30’u ilk bir ay içinde yeniden kanar. Rebleeding ilk gün için %4, sonraki her gün için ilk ay %1-2 olarak belirtilir. Düşük klinik grade, posterior sirkülasyon anevrizmaları, aşırı ventriküler drenaj ve anormal hematolojik parametreler yeniden kanama için risk arttırıcı sebeplerdir. Yeniden kanayan hastaların %70’i yeniden kanama sırasında ölür.

Yeniden kanamanın önlenmesinde tek yol anevrizmanın mümkün olan en kısa sürede kapatılmasıdır. İlk üç gün ve 14 günden sonra yapılan cerrahini sonuçları birbirine yakın bildirilmiştir. Yüksek grade ile kötü sonuç arasında bir ilişki bildirilmesine rağmen bazı çalışmalarda bu grup hastalar için agresif tedavi önerilmektedir. SAK’tan sonra %20 kronik hidrosefali görülür. Akut hidrosefali gözlenen vakaların yarısı VP şant gerektirir. SAK’lı hastaların %10-15’inde ilk 48 saat içinde anjiografik olarak vazospazm izlenir. İleri yaş anevrizmalar için kötü prognoz gösterir. Çocuklarda erişkindekinin aksine posterior sirkülasyon, dev, infeksiyöz ve travmatik anevrizmalar daha sık izlenir.

Tedavisinde aşağıdaki yöntemler kullanılır:
Anevrizma klibi ile klipleme
Endovasküler tedavi
By-pass

Mikroanevrizmalar 3 mm’nin altında olan anevrizmalardır. Cerrahi ve endovasküler tedaviye çok uygun değildir. Asemptomatik olanlar takip edilmelidir. Kanayanların tedavisinde bipolar koterizasyon önerilir ama yeri tartışmalıdır.

Dev anevrizmalar tüm anevrizmaların %4’ünü oluşturur. 2 yıllık mortalite oranı %60-100 arasındadır o yüzden tedavi edilmelidir. Tedavi anevrizma klipajı ve kitle etkisinin ortadan kaldırılmasını amaçlar. Cerrahi mortalite %5-15 arasında belirtilmiştir. Cerrahi sırasında 3 tür teknik konu göz önünde alınmalı. Geniş bir alan sağlayacak kraniotomi yapılmalı (COZ gibi), proksimal ve distal kontrol sağlanmalı ve klip rekonstrüksyonu yapılabilmelidir. Baziller 2/5 distal anevrizmalarda COZ, orta bölüm için transpetrozal, 2/5 proksimal için far lateral girişim önerilir. Postoperatif anjioda rezidü saptanması durumunda bunu kanama ve yeniden büyüme riski göz önüne alınıp takip edilmelidir. Bu anevrizmaların yıllık %0.5 kanama riski olduğu belirtilmiştir.

Eğer dom/boyun oranı <2 ise, boyun genişliği 4 mm’den büyük ise, yetersiz damar ulaşımı varsa, intraluminal anstabil trombus, domdan çıkan damar ve mca anevrizması olması durumunda endovasküler tedavi uygun değildir.

Sonuç olarak anevrizmalar oldukça tehlikeli ve ivedi tedavi gerektiren hastalıklardır. Tedavinin tam donanımlı bir hastanede yapılması gerekir. Hangi hastanın ameliyat edilip hangi hastaya endovasküler tedavi uygulanacağı her hastada farklıdır ve özel bir değerlendirme gerektirir.